IFC-International Finance Corporation Dünya Bankası Grubu’nun özel sektör kolu olarak faaliyet gösteriyor ve gelişmekte olan ülkelerde özel sektörün gelişimi teşvik etmek ve iş alanları yaratmak için çalışıyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika Proje Sorumlusu Bayan Amy Refaat iki günlük İstanbul temasları sırasında derneğimizle de bir araya geldi ve Türkiye’deki Suriyeli göçmenlerin istihdamı için çalıştıkları proje üzerinde Murat Aydın ve Bülent Alkanlı’nın da katıldıkları toplantıda derneğimizin görüşlerini aldı.
Avrupa Komisyonu Türkiye’nin “geçici koruma-temporary protection” ihtiyacında olan Suriyeliler için kullanmak üzere destek sağlıyor. Bu kaynak eğitim, sağlık ve sosyo-ekonomik ayaklara sahip ve IFC bu projenin ekonomik ayağını takip ediyor. IFC’nin üzerinde durduğu üç konu:
- Suriyeli girişimcilere firma kurulumu ve kayıt altına alınma desteği
- Suriyeliler veya Suriyelileri çalıştıranlar için bankalar vasıtası ile finans desteği
- Özel sektör ihtiyaçlarına yönelik olarak yeterlilik geliştirme eğitimlerinin müfredatının çıkarılması ve gerçekleştirilmesi. (Bu konuda İş-Kur ile Gaziantep’te irtibat halindeler)
Hazırladıkları projede Türkiye’de en çok istihdam sağlanan sektör olarak tekstil ve hazır Giyim sektörünü gördüklerini, Suriyelilerin en çok bulundukları iller ve tekstil-hazır Giyim sektörünün de yer aldığı iller olarak Gaziantep, Hatay ve Istanbul’u gördüklerini ilettiler. Avrupa Birliği ile Türkiye arasında imzalanan göçmen Kabul anlaşmasına göre AB’nin daha fazla göçmen kabul etmeyeceği ve göçmenlerin entegrasyonu konusunun önemli oldugunu belirtti.
Kendileri ile toplantımızda TGSD’nin bütünüyle bir sivil toplum kuruluşu olduğu iletildi ve ülkemizdeki hazır Giyim sektörü hakkında bilgi verildi. Tekstil ve hazır Giyim sektörü arasındaki farklılıklardan bahsederek, hazır Giyim sektörünün Türkiye’de en çok istihdamı sağlayan sektör ve ikinci büyük ihracatçı sektör olduğundan bahsedildi. Tekstil sektörüne kıyasla hazır Giyim sektörünün emek odaklı olduğu ve daha çok istihdam sağladığı belirtildi.
Sektörde istihdamın büyük ölçüde İstanbul’da olduğu ve ihracatın yüzde 70’inin İstanbul’dan yapıldığı kendilerine iletildi. İstanbul’da yaklaşık 600bin Suriyeli yaşadığı ve bu sebeplerle projede İstanbul’un mutlaka yer alması gerektiği, hatta Çorlu ve Çatalca gibi bölgelere de yer verilmesi gerektiği önerildi. Bu bölgelerde üyelerimizin de yatırımları olduğu ve İstanbul’a oranla daha az nüfus ve işgücüne sahip oldukları belirtildi. Ayrıca Gaziantep’teki iş kolları düşünüldüğünde makine halısı, iplik vb. makine yoğun sektörlerin daha çok ağırlıkta olduğu kendilerine iletildi.
Bayan Amy Refaat Türk şirketlerin Suriyeli göçmenleri kayıt altına almayı bir maliyet olarak gördüklerini, bu maliyeti ortadan gidermek için daha az ücret verebildiklerini söyledi. Suriyelilerin işe kazandırılmasında gerekli olan çalışma izni çıkarılması için maddi destek verebileceklerini belirttiler. Murat Bey ve Bülent Bey Türkiye’de ihracatın büyük kısmını büyük üreticilerin gerçekleştirdiğini, bu firmaların da mütemadiyen devlet ve üçüncü parti audit firmaları tarafından kontrol edildiğini ve her şeyin yasal olmak zorunda olduğunu söylediler. Sektördeki şirketlerin yüzde 90’ı 20 kişinin altında çalışana sahip ve bu firmalarda bu tür münferit olayların olabileceği söylendi.
Avrupa Birliği’nin Ürdün özelinde yaptığı desteğe değinerek bu konuda Türkiye’ye ayrımcılık yapıldığı söylendi ve desteğin yayınlandığı AB Resmi Gazetesi sayısını Bayan Amy Refaat’a ilettik. Türkiye’deki 700 bin Suriyeli çocuğun 300 bin tanesinin okullara eğitim gördüğü ve tamamının eğitim sistemine dahil edilmesi gerektiğini ilettik. Sektörün Türkiye’deki geleceği konusunda derneğimizin görüşlerini sunmak amacı ile UFUK 2030 kitabımızın İngilizce ve Türkçe örneklerinden birer tane kendilerine hediye ettik.